Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimlerin tırmanması, küresel petrol piyasalarını etkilemeye devam ediyor. Brent petrolü, yeni haftaya yükselişle başlarken, bölgeden gelebilecek olası arz kesintileri ve çatışmaların genişlemesi endişeleriyle fiyatlar 80 dolara yaklaştı. Geçtiğimiz hafta, Brent ham petrolü yılın en yüksek artışlarından birini kaydederek yüzde 8’den fazla değer kazanmıştı.
Pazartesi günü Brent petrolünün varil fiyatı yüzde 1,4 artışla 79,16 dolara yükselirken, ABD ham petrolü West Texas Intermediate (WTI) yüzde 1,7 değer kazanarak 75,66 dolar seviyesine ulaştı. Fiyat artışı, İran’ın İsrail’e yönelik füze saldırıları ve İsrail’in buna karşılık olarak İran petrol altyapısına olası saldırı düzenleyeceği spekülasyonlarının etkisiyle gerçekleşti.
"Petrol piyasalarında baskı oluşturuyor"
Enerji analisti Priyanka Sachdeva, çatışmanın derinleşme ihtimalinin piyasalar üzerinde baskı oluşturduğunu belirtirken, ABD ve İran’ın da sürece dâhil olma olasılığının giderek arttığına dikkat çekti. Hafta başında, İran destekli Hizbullah güçlerinin İsrail’in Hayfa kentine düzenlediği saldırılar, bölgedeki tansiyonu daha da artırdı. İsrail’in ise güney Lübnan’a yönelik kara harekâtını genişletmeye hazırlandığı bildiriliyor.
"Arz kesintisi şimdilik sınırlı olacak"
Araştırma kuruluşu ANZ, olası bir petrol arzı kesintisinin şimdilik sınırlı olacağını öngörüyor. OPEC’in günlük 7 milyon varillik yedek kapasitesinin bir tampon oluşturduğunu belirten ANZ, İsrail’in İran’ın petrol tesislerine yönelik doğrudan bir saldırıyı tercih etmeyeceğini ifade etti. Öte yandan, piyasa uzmanları, küresel ekonomik durgunluk endişelerinin petrol talebindeki artışı frenlediğini ve bu durumun, fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı yarattığını vurguluyor.
Geçen yıl aynı dönemde Brent petrol fiyatları 88 dolar seviyesindeydi. Ancak, makroekonomik belirsizlikler ve talep artışının yavaşlaması gibi faktörler, fiyatların şu an yaklaşık 10 dolar daha düşük seviyelerde kalmasına neden oluyor. PVM’den John Evans, petrol piyasasındaki belirsizliklerin, küresel talep artışına dair iyimserliği gölgelediğini belirtti.
