17 bin 480 kişinin hayatını kaybetmesine, 43 bin 953 kişinin de yaralanmasına neden olan 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin yıl dönümü yaklaşıyor. Depremin üzerinden 25 yıla yakın süre geçmesine rağmen, dayanıklı konut stoku ve risklerden korunma uygulamalarında yaşanan sorunlar devam ediyor.
Bu sorunların en belirgin örneklerinden biri sigorta alanında yaşanıyor. Marmara depremi sonrası sigorta sektöründe önemli değişiklikler yapılmış ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) kurulmuş olsa da, bugün gelinen noktada yeterli ilerleme kaydedilemediği anlaşılıyor. Zorunlu deprem sigortası sistemi, konutların büyük bir kısmını kapsayacak şekilde oluşturulmuştu.
Sigortalılık oranı sadece yüzde 56,2
DASK’ın güncel verilerine göre, Türkiye’deki 20 milyon 32 bin konutun 11 milyon 252 bin 776’sı zorunlu deprem sigortasına sahip. Sigortalılık oranı ise yüzde 56,2 seviyesinde.
6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremler öncesinde yüzde 54.7 olan bu oran, Ağustos 2023’te yüzde 59’a kadar yükseldi, ancak sonrasında tekrar düşüşe geçti. Bu depremin maliyeti 110 milyar dolar olarak hesaplanırken, sigorta kapsamındaki toplam hasar ödemeleri sadece 5 milyar dolar seviyesinde kaldı.
Veriler, sigortalılık oranının en yüksek olduğu bölgenin yüzde 64,2 ile Marmara, en düşük olduğu bölgenin ise yüzde 44,9 ile Karadeniz olduğunu ortaya koyuyor. İl bazında ise en yüksek oran yüzde 89,8 ile Bolu’da, en düşük oran ise yüzde 30 ile Hakkâri’de bulunuyor.
