Bakan Uraloğlu, MÜSİAD tarafından düzenlenen "Siber Güç Türkiye 2024" zirvesinde yaptığı konuşmada, teknolojik gelişmelerin hız kazandığı bir dönemde yapay zekânın ekonomideki etkisinin giderek arttığını söyledi. Türkiye’nin dijitalleşme ve siber güvenlik yatırımlarıyla hem bireyler hem de kurumlar için güvenli bir dijital altyapı sağlama yolunda önemli mesafe katettiğini vurguladı.
"Küresel şirketlerin yüzde 83'ü yapay zekâya öncelik veriyor"
Bakan Uraloğlu, İsrail'in Lübnan'da gerçekleştirdiği siber saldırıların ardından, siber güvenliğin küresel ölçekte ne denli kritik hale geldiğine dikkat çekti. Günümüzde siber saldırıların artık sadece büyük şirketler değil, her düzeydeki işletme ve bireyler için de ciddi bir tehdit olduğunu belirten Uraloğlu, geleneksel güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığını söyledi.
Yapay zekâ ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Uraloğlu, "Yapay zekayı dijital bir beyin olarak düşünebiliriz. Bu dijital beyin, karmaşık verileri çözümleyerek, insanlık için yepyeni ufuklar açıyor. Bakın, küresel şirketlerin yüzde 83'ü iş stratejilerinde yapay zekâyı kullanmanın önemli öncelik olduğunu düşünüyor" dedi.
"Küresel yapay zekâ pazarı 638 milyar dolara ulaştı"
Küresel yapay zekâ pazarının, 638 milyar dolar seviyesine ulaştığını belirten Uraloğlu, 2034 yılına kadar yıllık %19,1 bileşik büyüme oranı ile pazarın 3,68 trilyon dolar seviyesini aşmasının beklendiğini açıkladı. Türkiye’nin bu dev pazardan daha fazla pay alması gerektiğine dikkat çeken Uraloğlu, rekabetin giderek arttığını, bu nedenle özel sektörün de bilişime yatırım yapmasının şart olduğunu belirtti.
Uraloğlu, "Geleceğin ihtiyaçlarını iyi tespit eden ülkeler, bilişim sektöründe bir adım öne geçebilmek için büyük bir rekabet içindeler. Çünkü yenilikçi fikirleri elinde tutan ve uygulayanlar yarının kazananı olacak. Bu noktada sadece devletin değil, özek sektörün de bilişime yatırım yapması gerekiyor, diyerek Türkiye’nin bu alanda daha fazla güç kazanması gerektiğini vurguladı.
Yapay zekâ teknolojisinin sunduğu fırsatlar ve ekonomiye katkısı, Türkiye'nin dijitalleşme stratejileri ile küresel rekabetteki konumunu güçlendirecek bir alan olarak öne çıkıyor.